Welcome to Our Website

Christiania tam 52 yaşında! Yarım asırdır ‘özgür’ kalmayı nasıl başardılar?

Şu dünyada kendi bayrağı ve tamamen bağımsız bir yönetimi olan, kapitalizme bağlanmayı reddeden bir yer var mı? Üstelik de Avrupa’da? Cevap şaşırtıcı bir şekilde evet… Bugün kıyısından köşesinden haberdar olduğunuz hiçbir akımın yayılamadığı, bir rock grubunun 1976 yılında yazdığı şarkıyı resmi marş olarak ilan eden Danimarka’daki Christiania’lılar, dünya üzerinde popüler kültürün izlerinden uzak tek yer…

‘Bizi öldüremezsiniz, biz sizin bir parçanızız’

1971’den bu yana farklı bir yönetim sistemini benimseyen ve özerk bir bölge olarak tanınan Danimarka’nın başkenti Kopenhag’taki Christiania bugün 52 yaşında. Kendine özel sarı kırmızı bayrağı ve 34 hektarı kaplayan alanı olan bölgenin milli marşında ise dikkat çeken bir hikâye ve söz var. Christianialılar, milli marşlarında, “Bizi öldüremezsiniz, biz sizin bir parçanızız” diyor ve benimsedikleri yaşam tarzını reddettikleri akımları bu marşla dünyaya açıklıyorlar. Bağımsız yaşantılarının bağımsız marşı, eski bir rock grubunun özel bir şarkısı olmasıyla da öne çıkıyor.

Christiania veya kısaca Staden olarak da bilinen özerk bölge, Kopenhag’ın Christianshavn Mahallesi’nde bulunuyor. Bu komün topluluğun marşı ‘Flower Power’ adlı rock grubundan Tom Lunden’a ait, 1976 tarihli protesto şarkısı ‘I kan ikke slå os ihjel’in (Türkçesi: Bizi Öldüremezsiniz) aslında ta kendisi.

Alternatif yaşam biçimleri için verilen mücadelenin kültürel bir tezahürü olan parçada ise en can alıcı nokta şüphesiz şöyle:

“Sopayla vurdunuz. Silahla tehdit ettiniz. Kendi çocuklarınızın çığlıklarını susturmaya çalıştınız. Kasklar ve içi boş paragraflar üretebilirsiniz ama kısa sürede anlamalısınız ki kendinizsiniz. Cezalandırıyorsunuz. Bizi öldüremezsiniz. Öldüremezsiniz. Bizi öldürmeyin, bizi öldüremezsiniz biz sizin bir parçanızız.”

‘Özgürlük’ problemi

Hippilerin ülkesi olarak da anılan ve yaklaşık 1000 kişinin yaşadığı bu bölge, dünyanın birçok yerinde anarşistlerin yaşadığı semt olarak ün salmış durumda. Mükemmel görünen her şeyin bir kusuru olduğu gibi Christania’nın da bazı kusurları var. Sanatsever insanlarla dolu, meditasyon ve yogaya önem veren kişilerin ağırlıkta olduğu, özellikle doğa aşığı ruhları bir araya getiren bölgenin en olumsuz tarafı aslında en cazip görünen ‘özgürlük’ kavramıyla alakalı.

Burası illegal madde satmanın ve almanın yadırganmadığı ve illegal madde bağımlılarının da çoğunlukta olduğu bir yer. Şehir meydanında kurulan tezgahlarda her türlü satışın yapılması ise polisin olmaması dolayısıyla hiç yadırganmıyor.

Kendine özel bisikleti bile var

Bir bisiklet şehri olan Kopenhag’ta ulaşımını bisikletle sağlayan yüzlerce insan var. Christiania’da yaşayanlar ise kendilerine özel bir bisiklet bile tasarlamışlar. Nasıl ki buradaki kapıdan içeriye kapitalizm giremiyorsa, kapitalizmi sembolize eden araba da burada yasak. ‘Christiania Bike’ diye adlandırılan bisiklet şehirde yaşayan bin kişinin ihtiyacını fazlasıyla karşılıyor. Bölgenin inşası da yine Christiania’lılara yakınlığıyla bilinen gazeteci olan Jacob Ludvigsen’in öncülüğünde gerçekleşmişti.

1970’li yıllardan önce Kopenhag’da uygun fiyatlı konut eksikliği vardı. Popüler bir gazeteci olan Jacob Ludvigsen ve arkadaşları, bölgede kaçak olarak keşif yapıp kendi elektrik tesisatı, hamamı, atletizm binası vb. imkânları da düşünüldüğünde burada barıştan yana olan tüm insanların özledikleri hayatı yaşayabilecekleri, kendi kendini yöneten bir toplumun için büyük bir meditasyon ortamın oluşturulabileceğini yazmıştı.

Tüm barışseverleri askeri yasak bölgeyi fethetmeye davet eden ekip özerk bölgenin kurulmasına da öncülük etmişti. Gazeteci ve arkadaşlarının davet üzerine bölge çok kısa bir zamanda hippiler tarafından işgal edilmiş ve gecekondular yapılmıştı. Dönemin protest şarkısı ‘Bizi Öldüremezsiniz’ de böylece Christiania‘nın marşı olmuştu.

Danimarka sınırları içinde olmasalardı başarırlar mıydı?

O zaman şimdi şu soruyu sorma zamanı: Eğer Christiania’lılar bu kadar gelişmiş bir ülkenin içinde apayrı bir bölge olmasaydı, maddi durumları bu alternatif yaşam tarzına elverişli olmasaydı gerçekten bu kadar ‘özerk’ olabilmeyi başarabilirler miydi?

 

twitter.com/akyurekzeynepp

instagram.com/akyurekzeynepdilara/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir